Yağmurlu Sonbahar


16 Ekim 2016

Sonbaharla birlikte Derin bir buçuk yaşında oldu. Artık "enerjisi hiç bitmeyen, son derece meraklı ve korkusuz bir afacan" olduğu için rahat yolculuk yapamaz olduk. Hal böyle olunca da gezilerimiz sekteye uğradı maalesef. Hatta grupça her yıl yaptığımız sonbahara veda gezilerinden bu senekine de katılamadık. Bu yüzden bir süre günübirlik, kısa rotalı gezilerle idare etmek zorundayız.

Madem sonbahara veda gezisine katılamadık biz de kendimize göre bir sonbahar gezisi hazırlarız. Kısacık, günü birlik ve tamamen Derin'e göre programlanmış bir Artvin - Borçka Karagöl gezisi.




                      Hep güneşli mi olacak gezilerimiz ? Bu sefer de yağmurlu, sisli ve puslu olsun. 



Borçka Karagöl, Artvin'deki gezilecek yerlerin en başında yer alır ve bu bölgede yer alan çok sayıdaki gölden en popüler olanıdır. Ulaşımı oldukça kolay olan Karagöl yolunun Borçka Merkezden itibaren ilk 25 km'si asfalt, milli park bölgesinde kalan 5 km'lik kısmı ise granit küp taş döşelidir. Göle yaklaştıkça dere kenarına sıralanmış küçük pansiyonlara ve yöresel yemekler yapan butik restoranlara rastlamak mümkün. 



Ormanın içinde dar bir yoldan süzüle süzüle milli park alanına varıyoruz. Arabadan inince maceracı kızımız ilk hedef olarak sallanan iskelenin üzerinde çıkıyor. "Yağan yağmura aldırmadan" kaygan tahtaların üzerindeki adımları -yeni yürümeye başlayan- bir çocuk için bence oldukça iddialı. 

Heyecan dolu ve tehlikeli işler kendisinin en büyük hobisi oldu son zamanlarda. Şimdiden böyleyse ilerleyen yaşlarında onu nasıl zapt edeceğimiz konusunda şimdiden kara kara düşünmeye başladım. 


Göl kenarı nasıl soğuk, nasıl çiseli ama Derin durur mu? durmadı attı kendini patika yollara. Yağmur damlalarını keşfederek yürüdük gölün etrafında. Büyüdüğünün farkında, kucakta da durmuyor, o minik çizmeleri ile arşınlıyor taş döşeli yolları, ahşap köprüleri... 



Karagöl bu mevsimde fotoğraf tutkunları için çok cezbedici. Sonbaharın renklerinin cazibesi hele bir de sudaki yansıması görülmeye değerdir. 


Gölde kiralık kayıklarla turlamak da mümkün, havanın daha güzel olduğu bir günde gölün karşı tarafındaki piknik alanında da sere serpe keyif yapmak da... Hatta belki de çadır kurmakta...

Geri dönüşte yağmurun da etkisiyle coşkuyla akan yol üstündeki şelaleleri pas geçemedik. 



Dönerken aynı yoldan gitmek adetimiz olmadığı için dağ yolundan Kemalpaşa'ya inen rotayı seçtik. Bunun için alt fotoğraftaki sapaktan Muratlı'ya doğru ilerlemeniz gerekir. 


Gürcistan'a komşu olan Muratlı ( Maraditi), Çoruh nehrinin sınırlarımızdan çıkıp Gürcistan'a geçtiği hudut köyüdür. Geleneksel mimariye sahip ahşap tarihi bir de camisi var.



Köye girmeden nehrin üzerindeki köprüyle vadinin karşısına geçip Güreşen Köyü'ne giden sapaktan dağa tırmanmaya başladığımızda Muratlı Barajı'nın bölgenin kaderini nasıl değiştirdiğine şahit oluyoruz.

  




 Baraj yapımıyla birlikle köyün bir kısmı sular altında kalmış. 



Sular altında kalan caminin hocasının kayıkla minareye ulaşarak bir süre ezan okumaya devam ettiğine dair söylemler var.

Köyü geçtikten sonra dağ yolu başlıyor. Ancak klasik dağ yolunun verdiği keyfi vermiyor. Çünkü ne yazıkki burada da yeşil yol çalışması var ve yolu genişletmek için çalışan iş makineleri doğayı tahrip etmeye devam ediyor. Dağ yolunun bütün havasını alıp götüren zemin kaplaması ile sıradan bir rota olmaya aday bizim için. Sırta kadar yükseldikçe aşağıdaki köyleri seyretmek mümkün.


Sırtı döndükten sonra ise denizin mavisi bu havada bile kendini belli ediyor ve günbatımıyla birleşen Kemalpaşa'nın tepeden görüntüsü önümüze seriliyor.


Kısacık ama doğa dolu bir gezinin daha akşamında yorgun argın, Derin'in daha uslu olacağı gelecek gezileri umut ederek Arhavi 'ye varıyoruz.

Bebekle gezmek bekarlık, çocukla gezmek ise evlilik gibi... Bilmem anlatabildim mi? :) 

Sevgiler









2 yorum:

  1. Hepiniz çok güzelsiniz..Doğa ayrı güzel ve tarifsiz zaten..Sular altında kalan köyü görünce içim acıdı o şekilde nasıl bırakılır ki..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayfamızın ressamından güzel yorum almak sevindirdi beni :)
      Çoruh nehri üzerinde çok sayıda baraj yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor. Yakında Yusufeli ilçesi de sular altında kalacak ve şehri komple taşıyacaklar. Anılar yaşanmışlıklar sulara gömülecek bu gerçekten üzücü malesef...

      Sil