Sonbaharı Kışa Teslim Ettik

 16 Ekim 2021



Sonbaharda doğada yaşanan değişim gibi bizde de değişimler oldu. Anı biriktirme köşemiz, seyahat depomuz olan bu bloga en son yayın girdiğimizden bu yana pek çok gezi yaptık ancak burayı ihmal ettik. Pandemi, aramıza katılan yeni bir aile üyesi, yeni hayat düzeni derken eski ilhamımızı bulamadık belki de. Bu kadar ara yeter özümüze dönelim artık der gibi 4 kişilik ailemiz ile konaklamalı ilk doğa gezimizi yaptık. 

Gezilerin ve yazıların da devamı gelmesi umuduyla Derin'e ve artık kardeşi Kafkas'a da  yeniden anılar depolamaya devam edelim
.
Talep Derin'den gelse de bizi yine bu büyülü coğrafyaya sürükleyen yine Derin'in anlatımları oldu. Düz çayırları tarif etmek istercesine " düzlük alan ama ağaç olmasın ortada bir tane olabilir, böyle bir yere gidelim piknik yapalım " dediğinde tarifine uyan ve tam bu takvimde muhteşem olan yer Şavşat'ın köyleriydi. En son bebekken geldiği çayırları hatırlıyor olabilir miydi? Yola çıkmadan bilemezdik ve rotamızı Ardanuç-Şavşat şeklinde oluşturduk.
İki çocukla (biri hala bebek sayılır) doğa gezisi bizim için  ilk olsa da Derin'le yaptığımız sayısız gezilerdeki tecrübelerimiz yetersiz kaldı. Çünkü iki çocuklu hayat bambaşka:)

İlk durağımız Ardanuç Cehennem Deresi Kanyonu oldu. 


Kanyon şu sıralar tadilatta olsa da girişte herhangi bir engel olmadığı için ziyaret edebildik. 



Girişi oldukça dar ve kayalık ancak kısa bir tırmanışın ardından genişçe bir alana çıkılıyor.  Bu alanın ortasındaki bodur ağaçlar ve bitki örtüsü ile çöldeki vahayı andırıyor. 







Cehennem Deresi Kanyonu Arizona'daki Grand Kanyon'dan sonra dünyadaki ikinci en yüksek kanyon olduğu söyleniyor. 

Dev kaya kütlelerinin arasında dolaşmak abla kardeş için çok eğlenceli oldu diyebiliriz. Derin yeni başladığı okulunda öğrendiği harfleri boşluğa haykırarak seslerin kayalara çarpıp  nasıl geri döndüğünü ve yankıyı oluşturduğunu deneyimlemiş oldu. Biraz da ayak üstü ders yapmış olduk.




Adını aldığı  " darağız " (kanyon kelimesinin Türkçe'deki karşılığı) yukarı doğru daralarak devam ediyor ve bundan sonrası için profesyonel tırmanışçı ve de çocuksuz olmanız gerektiği için bu noktadan geri dönüp yolumuza devam ediyoruz.


Ardanuç merkezde nefis döner molası verdikten sonra rotamızı Adakale Sit Alanına çeviriyoruz. Gevhernik Camii ve Kalesinin de bulunduğu bu antik yerleşim yeri bölgemizin tek kentsel sit alanı. Tarihi dokuyu koruma çalışmaları başlamış. Cami de kazı çalışmaları yapılıp mezarlıklar temizlenmiş. caminin hemen karşısında da geleneksel mimarideki yapı restore edilerek  Ardanuç Kültür Evi'ne dönüştürülmüş.




Artvin'in tüm ilçeleri şahsına münhasır olduğu gibi Ardanuç da coğrafi farklılıkları ve keşfedilmeyi bekleyen onlarca tarihi güzelliği, şehrin ortasındaki kocaman çınar ağaçları ile diğer ilçelerden farklı özelliklere sahip.
Şehre bu kadar zaman ayırmak yeter diyerek yükseklere doğru tırmanarak Bilbilan geçidine doğru yol aldık.
 


Merkezden ayrılıp köylere doğru ilerledikçe kayalık görüntüsü yerini yemyeşil çayırlara bıraktı. 





Geçidi geçip  rotayı Ardahan'a çevirmeden yaylar arasından tablo misali penceremizden seyredaldığımız manzaraları izleyerek konaklayacağımız Şavşat Pınarlı Köyüne vardık.









Sabah Disharo Yayla Evinde harika bir kahvaltı yaptıktan sonra günlük rotamızı oluşturduk ve yola koyulduk.


Rotamızı oluştururken  Artvin için hazırlanan haritadan yardım alan Derin, offroad rotalarıyla dolu haritanın babasının emekleriyle hazırlandığını öğrendi. İsteyenler turizm ofisinden temin edebilir.


Nostalji yapmayı pek sever oldu. Özellikle Kafkas hayatımıza girdikten sonra ablasının ayak izlerini takip etsin, aynı yerlere tekrar gidelim anılarımızı tazeleyelim istiyoruz.


Derin henüz 3 aylıkken balık gölüne gelmişti. şimdi dört kişilik aile ile aynı yerde pozumuzu verdik. 

O yıllar daha az bilinen ve dolayısıyla daha bakir olan gölün şimdiki hali bizi biraz üzdü. Her yerde malesef aynı manzara, insanların kötü izleri bizi buradan da uzaklaştırdı. 


Tekrar yola koyulup az gidilmiş yerleri keşfe çıktık.


Yoldaki manzaralar her zamanki gibi bizi büyülemeye devam etti.


Sakin şehrin inekleri de sakince otlarken usul usul yanlarından devam ettik.


Vardığımız göl Yukarı Koyunlu Köyündeki Rutav Gölü oldu. 



Az ziyaret edilmiş, pek bilinmeyen bu alanda öyle yemeğimizi yedik.


Etraf o kadar sakin ve güzeldi kim tüm günümüzü burada geçirdik.



Bolca sonbahar yaprağı sevdik. Oyunlar oynadık. Arada tek tük gelen göl misafirlerini seyrettik. 




Bolca da yaprak toplamışız. Bu sarı lokumları ve kozalakları eve getirmeden duramayacağını bildiğimiz için Derin'e koca bir torba verdik ve en güzellerini toplayıp eve getirdi.


Şimdi bu yaprakları kitap sayfalarına yerleştirme vakti. 
Bir sonraki seferde aynı güzellikleri bulmak umuduyla,
Hoşçakal Şavşat...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder