Kutaisi Gezisi


28-29 Kasım 2015

Rotamız Batum'dan başladı. Ardeşen'den gelen ekiple buluşup MEGRULİ RESTORANT ta mola verip program yaptık. Rehberimiz her zaman olduğu gibi sevgili eşim Suat ÇELİK, co pilotu ben ve yaverimiz minik Derin ve en kıymetli misafirimiz annem...




Derin anneannesiyle keşifte

Bu restoran oldukça büyük bir alana yayılmış bahçeli çardaklı ortasında minik gölü olan sarmaşıklı hoş bir mekan. 

Bu gürcüler böyle restoranlara düşkünler çok özenli ve de büyük çaplı mekanları seviyorlar. 



Tabi ki gezgin bebeğimiz Derin de merakla etrafı seyretti.

Kutaisiyi 40 km kadar geçip dağ yoluna saptığımızda enteresan bir yapıyla karşılaştık: KATHGE KİLİSESİ. Dev ve oldukça yüksek bir kayanın üzerine inşaa edilmiş. Kiliseleri hep en güzel yüksek yerlere yapıyorlar ama bu daha da ilginç. Oraya tırmanma hevesiyle gitmiştik ama o kadar dik ve yüksek olduğunu tahmin edememiştik. Bunun için cesaretiniz olmalı ve de erkek olmanız.

Bu kiliseye kadınları almıyorlarmış(!) bilginize. 


Kayanın üzerindeki Kathge Klisesi
















































Biz de devam edip otelimize yerleştikten sonra kısa bir şehir turu yaptık. Kutaisi oldukça eski bir şehir. Aynı zamanda Gürcistan ın eski başkenti. Bütün Gürcistan da hakim olan özenli tarihi mimari burada da hakim.. 

Kutaisi Meydanı



Şehrin ünlü meydanında selfie yapmadan olmaz elbette.


Bagrati Klisesi

Otele dönüşte yakın bir mesafede bulunan BAGRATİ KİLİSESİ'ni de ziyaret ettik. Bu yapı Gürcistan tarihi için çok kıymetli eserlerden bir tanesi. Restorasyonu yeni tamamlanmış, enfes bir şehir manzarasına sahip. Biz gece gittiğimiz için sadece bu görüntüyü alabildik.






Derin'in gezi ekibi 

İlk durağımız şehre 7-8 km mesafedeki Sataplia milli parkı Giriş biletleri üç aşamalı; 

*dinazor kalıntıları, 
*mağara ve 
*seyir terası ziyaret noktaları.



Rehberin eşliğinde ormanda yürümeye başladık önce dinozorların ayak izlerini gördük. Dinazor ayak izlerini kayaların üzerinde canlı olarak görmek bizim için heyecan verici bir tecrübe oldu.





Ormanda Sonbaharın yaprakları arasında iki de dinozor heykeli selamlıyor bizi yürüyüşümüz esnasında.
                                                                                         


Orman o kadar güzel ki. Ee bizde de var böyle ormanlar evet ama hiç tahrip etmemişler, korumuşlar her o kadar doğal haldeki inekler ve domuzlar da mutlu mutlu dolaşıyorlar. Yıkılan, yaşlanan ağaçların dallarını yolun kenarlarına koymuşlar ve içerisindeki müzeler hep doğayla uyumlu beton yok! Enteresan bir saat var içine sinekler dolmuş ve hatta çalışmıyor ama tasarımı oldukça güzel ve ayaklarında Gürcistan'ın bölge adları yazıyor. 




Sataplia Damla Taş Mağarası



Sonra sataplia mağarasını gezdik. Bizdeki damla taş mağarası gibi."Tapli" Gürcüce "bal" demek. Bu mağara ise bu kayalıklarda yuva yapan arılar sayesinde keşfedilmiş, ismi de o yüzden ballı olmuş. 



Mağara ziyaretleri genelde ürkütücü oluyor ama bu sefer kalabalık olduğumuz için eğlenceli geçti. Bu gördüğünüz "dikik" Gürcistan'ın kalbi ismini almış.












Mağaradan çıktıktan sonra ormandaki tırmanış bizi cam terasa ulaştırdı. Henüz hizmete açılmadığını içindeki devam eden inşaat malzemelerinden anladığımız bir yapı var ve tabiki sanatsal kıvrımlara sahip sütunların çevrelediği cam ile bir kafeterya edası var. 




Cam Seyir Terası

Sıradaki durak okatse kanyonu. Hava da çise var. Kanyonun maketinin ve fotoğlarının olduğu tanıtım binasında (yine enteresan bir yapı tabiki) bilgi alıyoruz 2 km lik patika ile ulaşabileceğimiz yol buradan başlıyor ama yağmur nedeniyle farklı bir yol deniyoruz. 




Tabiki offroad yolu tam da istediğimiz gibi :) yol kötü, dik, kaygan belli ki pek kimse tercih etmiyor ama o yola bile şirin tabelalar koymayı ihmal etmemişler.





Okatse Kanyonu Maketi
Kanyona varıyoruz biletlerimizi alıyoruz. Derin'i de kanguruda sarıp sarmalıyorum ki görevli 10 yaşından küçükler giremez diyor! Ama neden nasıl yani filan derken Derin'i annanesine bırakıp biraz buruk yola çıkıyoruz ilerledikçe görevliye hak vermeden edemiyorum. Çünkü eşi benzerine rastlamadığım demir bir koridorda ilerliyoruz uçurumun ortasi.

Kayalığa demir profillerle ve çelik halatlarla belli ki büyük emekle bağlanan metrelerce uzunlukta,ince bir koridor tüm kanyonu dolanıyor. Yüksektesiniz doğanın içindesiniz ama ayağınız toprağa değmiyor, belki ağaç dallarına dokunabilirsiniz. :)



Muazzam manzara var. Aşağıda suyun sesi ve turkuaz renkteki minik göletler. Daha neler göreceğiz diye merak içinde ilerliyoruz... Koridorun son kısmında liman şeklinde bir uzantı yine çelik halatlarla bağlanmış. Ve bir buton var incelediğimizde anlıyoruz ki tüm kanyonu alacak şekilde yerleştirilmiş bir kamerayla 2 lari karşılığında selfinizi çekip anında apa.gov.tr/smartselfie sayfasından fotoğrafınızı indirebiliyorsunuz.

Ne hoş bir fikir, ne ince bir hizmet! Bir kez daha gürcüler şaşırtıyor bizi.
Okatse Kanyonundaki Selfie Hizmeti

Sonra dik bir merdiven ve 600m lik bir patika ile başlangıç noktasına dönmüş oluyoruz. Büyülenmiş halde yola devam ediyoruz. Bu nefes kesen kanyona bahar aylarında mutlaka tekrar gelmeliyiz.


















Son durak ; Prometheus Mağarası. 






 Satapliyadan çok daha büyük derin bir mağara. Büyük salonlar mevcut bol bol merdiven ve harika dikit ve sarkıtlar oluşmuş. Bir de güzel bir müzik var fonda rengarenk ışıklar ile aydınlatılmış karstik şekillerin arasından geçerken müziğin de etkisiyle büyüleniyoruz. 




Çıkışta bizi bir minibüs bekliyor başlangıç noktasına götürmek üzere. Mağaradan çıktığımızda hava kararmış herkes evine doğru yol almaya başlamışken bizde geri dönüş yoluna koyuluyoruz.Yine bilginiz olsun 6 yaşından küçükleri içeri almıyorlar. Gezgin Derin yine bize eşlik edemedi. Ama bilmiyorlar ki benim güzel kızım çok akıllıdır uyumludur. :) gezmeyi sever, hele yüksek irtifalara bayılır, rüzgarda heyecanlanır, gökyüzündeki kuşları seyreder,ağaç dallarına gülümser. Kısacası daha anne karnındayken başladığı maceralarıyla onu da kendimize benzettik. Çok da iyi ettik.



Sevgiler...
28-29 Kasım 2015 
Kutaisi/Gürcistan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder